13 Ağustos 2016 Cumartesi

İkinci Şans!

   
          Bugün tam 15 gün olmuş...

          Bu cümleyi kendim kurabildiğim için ne kadar şükretsem az. Eğer o ikinci şans verilmeseydi belki aile içinde sessiz odalarda belki arkadaş sohbetlerinde akla geldiğimde birileri bu cümleyi kuracaktı "Verystone gideli tam 15 gün olmuş günler ne çabuk geçiyo" ve hakkaten günler olanca hızıyla geçecekti.

          Valizim açıldığında en sevdiğim şehirde bulduğum ilk boşlukta aldığım yeni elbiseler çıkıcaktı içinden. Kırılmış bir notebook, daha alalı 1 ay bile olmadığı için hala kutusunda muhafaza ettiğim ayakkabılarım, makyaj malzemelerim, en sevdiğim parfüm bi ben olmayacaktım. Birilerinin içi yanacaktı muhakkak birilerinin umrunda olmayacaktım bile...Birileri keşke olsaydı diyecekti birileri yokluğumu farketmeyecekti...

         15 gün önceydi...O kadar saçma bir programla çıkmıştık ki yola. Ama gidilen şehir İzmir olunca   görmedi gözüm hiçbir şeyi. Ki normalde bilir insanlar hengameli toplantı programları benlik değildir. Ben zaten hiç çalışkan bi insan olmadım. Hiç aynı güne 3 farklı şehir sıkıştıracak kadar çalışmadım. Ama diyorum ya İzmir vardı işin ucunda. İki günlük bir toplantı programı 3 farklı şehir. ilk günü tam hayal ettiğim gibiydi. Kordon'da yapılan nefis bir kahvaltı, keyifli sohbetler, alışveriş yapacak kadar boş vakit. Güzel bir akşam yemeği ne gam...Yok yalan olmasın ufak bir iç sıkıntısı aramasını beklediğin insan aramadığında oluşanından onun dışında her şey güzel...Ertesi gün 6:30'da çıktık yola. Günün ilk kahvesi bile içilmemiş. Yol uzun değil navigasyon 2,5 saat diyo benim hedefim 2 saatte gitmek. Gidebilmek için her şey uygun güzel bir araba, iyi bir yol arkadaşı, radyonun çektiği kadarıyla dinlenebilen müzikler...08:15 yavaşla dedi yol arkadaşım yolda mıcır var. Direksiyon istediğim yöne dönmüyo bile. Sol şeritten sağa doğru istemsizce gidiyo araba biraz mücadele ettim ama o kadar anlamsız ki...Ağır bi beton zemine çakılma hissi sonra arabanın içinde hiç geçmeyen zaman aslında çok anlık biliyorum ama bitmiyo arabanın dönmesi sesim çıkmıyo karabasan çökmüş gibi daha doğrusu bağırmak bile gelmiyo içimden böyle bi şey galiba ölmek diye düşünüyorum. Film şeridi yok, sevdiğim insanlar geçmiyo aklımdan sadece yolun sonu ve yanımdakini de öldürüyorum azabı...Ve bitti...Çıktık arabadan, canım acıyo ama hep aklımda aynı şey ben bizi öldürüyodum. Kime haber vereceğimi bile bilmedim o anda içimden tek bi insana haber vermek geçti iyi de banane der diye korktum. Ölümden dönse bile insanın kırılmaktan korkuyo olması da acaip tabi.

        Sonrası rutin işte jandarma, ambulans, hastane olayın şoku. İlk gece hastanede yalnız kalana kadar farketmedim bile ne olduğunu. Etraftan çokca duyulan ucuz atlatmışsınız ve Allah korumuş cümleleri. Yalnız kaldığım ilk anda ağladım saatlerce ben bugün ölüyodum ve şu anda yapayalnızım diye çok acıdım kendime saçma belki ama ne kazaya ne acıyan canıma ne olayın büyüklüğüne bildiğin yalnız oluşuma ağladım. O serumu başucumdan alıp kucağımda taşımama, yatarken boynuma destek yapacak kimse olmayışına, içimin kanamasına...

        Geçti hepsi sonunda...Bugün tam 15 gün olmuş o saçma kaza olalı. Söylenenlere göre ben birilerine bağışlanmışım...Belki bu sefer biraz akıllanırım diye bi hak daha almışım. Değişir mi bi şey sanmam tek bildiğim şükür hayattayım...