16 Temmuz 2015 Perşembe

Bayram Gelmiş Neyime!


Yok yok beklediğiniz üzere yine babasızlığımdan girmeyeceğim konuya.  Ama üzgünüm çok farklı bir şeyden de bahsetmeyeceğim. Uzun zamandır terkediliş hikayelerimden mahrum bırakmıştım sizi ve işte verystone iftiharla sunar…

Çok kısa bi süre önce hayatımda ilk kez evrene doğru bi mesaj verdim. Bi pazar sabahı oturdum ve bi yerlere hayallerimin erkeğinin fiziksel özelliklerini tanımladım. Evrenin eşref zamanına denk gelmiş olacağım ki pat diye karşıma çıkardı adamı. Üstelik tanımlarken adamın karakterine ilişkin hiç bir şey söylemediğim halde gitti karakter olarak da işte bu diyeceğimi buldu getirdi.  Beklenmedik zamanda karşıma çıkan her güzel şeye vereceğim tepkiyi verdim ben de evreni şaşırtmayarak önce tüm ukalalığımı, anlamsız duvarlarımı, dillere destan güvensizliğimi ve çok bilmişliğimi alarak gittim adamla buluşmaya. Klasik muhabbetler adamı anlamaya çalışırken laf lafı açtı adam bana bi bahis sitesinin dolandırıcılık yöntemini anlattı. Yöntem dünyanın en fantastik yöntemi değildi, hatta o sırada biri orda olsa ve dinlese hee diyip geçerdi muhtemelen ama adam cümle kurdukça ben eridim, eridikçe kendi kendime işte bu verystone işte bu, bu adam O adam oldum.

Kazasız geçen ilk buluşma 2. buluşmayı getirdi haliyle. Bi yandan karnımda uçuşan kelebekler, bi yandan kalpte oluşan o pır pır atma hissi, cümle kurarken ses incelir mi, kitlenir miyim korkusu bi yandan adamın yanında bulunan belki de bu güne kadar hiç duyulmamış o huzur. Tanımlamak istesem tanımlamak mümkün değil. Orda, O’nun yanıbaşında, omzuna yakın bi yerde kalmak istedim kimse dokunmasın orası benim yeni yaşam alanım, yerleşim yerim olsun, ara ara o anlatsın ben dinleyim, ekstra hiçbir şey vermesin ama beni ordan ayırmasın hissi.

Görmemeye dayanamamayla ortaya çıkan 5 dakikalık 3. buluşmayı sayarsak, 4. bir buluşma daha yaşadık adamla. En sevdiğim filmi izledik, en sevdiğim dondurmayı yedik, daha doğrusu o filmi izledi ben hissetmişim gibi O’nu. Veda bile etmeden birbirimize ben evime döndüm o uykusuna. Sonra sabahın 10’unda beklenen mesaj sesiyle açtım gözümü:

            “ Verystone ben ciddi bi ilişki istemiyorum, daha fazla ilerlemeden bitsin”

vermem gereken cevabı verdim tamam dedim. Birbirimize iyi dileklerimizi sunduk ve gitti.

            Bi insana aşık olmak için gereken süreyi muhakkak tespit etmiştir lüzumsuz bilim insanları, hikayeyi anlatınca herkesten bi boşver yahu zaten kısacık bi şeymiş duyduğum için benim süremin ciddiye alınmadığını biliyorum. Ama ne adama ne etrafımdakilere söyleyemedim  misofonyadan muzdarip, Plüton’a sempati besleyen, hayata dair korkuları olan iki insandık biz evrenin karşılaştırdığı. Ben aylarımı harcasam da tanımak için sevicektim o adamı  çünkü değiştirmek istemiycektim hiçbi şeyini bi insanı olduğu gibi sevmeyi O’nla öğrenicektim. Olmadı, olduramadım. Tam da bayram öncesi tüm arkadaşlarının bayramlığı varken ona bayramlık alınmamış çocuk gibi yine, yeni ve yeniden bi “hayırlısı”yla kalakaldım.



***Okurken dinlenilesi şarkı için bknz: https://www.youtube.com/watch?v=fzOSpENcihU