Bana göre dünyanın en korkunç şeylerinden biri bir kızkardeş sahibi olmak. Sizden büyük veya küçük olabilir başka bi hatunun hayatınızın tam merkezinde yer almasından bahsediyorum. Bana mesela annem yıllarca keşke bi ablan olsaydı dedi her duyduğumda -sanki mümkünmüş gibi- istemem çığlıkları attım, bi kızkardeşin olsaydı dediğinde de durum değişmedi istemedim hiç. Riskli bi durum zaten kızkardeş sahibi olmak senden daha güzel, sempatik, seksi, akıllı,başarılı, alımlı efsanevi olabilir öyle bi rekabetle ben hayatım boyunca baş edemem gibi geldi. İnsanların hadi canım ablan mı/kardeşin mi vayy be demesi ihtimali, beğendiğin çocukların ya sen de hoş kızsın verystone ama ablanı/kardeşini bana ayarlasana çok beğendim diyebilme olasılığı kabus olurdu benim için. O yüzden yokluğunun da hiiç eksikliğini hissetmedim.
Aklım başıma gelene kadar yaa ben erkeklerle daha iyi anlaşıyorum kızlarla anlaşamıyorum diye gezip sonradan kız arkadaşların hayattaki önemini idrak ettikten sonra kızkardeş/abla gerçeğiyle de yüzleştim sanıyorum. Yazının bundan sonraki kısmı insanın 27 yaşında abla sahibi olmasının insana hissettirdiklerini içermektedir ve ithafen yazılmıştır.
Bazı insanlar vardır tanırsınız içinizde minnacıkta olsa bi sevgi de beslersiniz ama samimi olmazsınız. Sonra bi olay olur -ki bu hikayede o olayın ne olduğunu hatırlamıyorum- birden kendinizi can ciğer kuzu sarması kıvamında bulursunuz. Benim abla sahibi olmam da böyle bi hikayeyle başladı. Ne zaman ne şekilde samimi olduk, bu kıvama geldik bilmiyorum tek bildiğim seçebildiğim bi ablaya sahip olmanın insana verilmiş bir şans olduğu. Ha sadece şans değil abla sahibi olunca bi sürü avantaja da sahip oluyosunuz:
* Senden her konuda çok daha deneyimli olduğu için yanında, yakınında, bazen bi telefonun ucunda hep akıl danışabileceğin biri olur hayatında
* Başın sıkıştığında, belaya girdiğinde napıcam diye düşünmez ablaaa diye çığrınırsın
* Birini beğendiğinde, strateji geliştirmek istediğinde ve saatlerce birinden bahsetmek istediğinde seni sıkılmadan dinler
* Gizli bi iş çevirdiğinde, çevirmeye çalıştığında herkesten önce farkeder ve sana eşlik eder
* Eller havaya kopkop yapalım dediğinde offf verystone demez nerde der
* Saatlerce sıkılmadan seninle danseder hatta çoğu zaman sen dansetmezsin o dans eder (bu arada dans edişiyle dalga geçmene herkesten çok o eğlenir)
* Ağlamak istesen beraber ağlayacağını bilir rahatlatırsın kendini
* Gerekli gereksiz giderlenmelerini, alınganlıklarını, triplerini çeker ses etmez
* Her gün yeni bi başlangıçla gelebilir (spora başlıyoruz, domates hapı içiyoruz, kefir çok faydalı bıdı bı ama hiç biri devam etmez)
* Yıllardır ailen dışında kimsenin hissettiremediği güven duygusunu öyle bi hissettir ki arkamda biri var hissini yaşarsın
* Bazen kızkardeş olan O’ymuş gibi davranır, ablalık hissini tatmin edersin
* Ve en güzeli ne olursa olsun, başına ne gelirse gelsin napıcan demez napıcaz der.
Bütün bu avantajları düşününce itiraf etmek gerekir ki insan ablası olunca kendinden seksi olduğunda kıskanmayıp hayran, güzel olduğunda gururlu, şık olduğunda beğeni dolu oluyomuş. Aklına o pis şeytani düşünceler hiç uğramıyomuş bile. O yüzden geç olsa bile Abla sahibi olmak güzelmiş.
İyi ki varsın Ablam! Sen hep ol hayatımda günün birinde şöyle en sağlamından bi Genç Özbek Travestilik yaparsam bile sen hiiiç gitme kardeştir yemiştir bi halt de geç. Çok seviyorum seni doğum günün kutlu olsun!
Dünyada olabilecek en hakiki, en güzel ve en doğru kardeşi seçmişim kendime, Verystone bebeğim, ben senden önce napıyormuşum, günlerim nasıl geçiyormuş, hatırlamak bile istemiyorum. Sen hep ol ve bana verdiğin mutluluğun, güvenin ve eğlencenin on katı kadarını hep yaşa inşallah kurban olurum sana...
YanıtlaSil