6 Şubat 2016 Cumartesi

Coyote Sendromu!



Çok uzun zaman olmuş kendim için yazmayalı. Kusura bakma sevgili okuyucu bu sefer kendim için yazıyorum…

Alemlerden geri kalıp kendimi eve verdiğim cumartesi gecesinde tam da yapılabilecek en kızsal aktiviteyi yapıp Romantik Komedi filmi izlerken kendimi keşfetmeyi beklemiyordum. Ama işte içsel yolculuk da böyle bir şey olsa gerek hiç ummadığın anda karşına lönk diye kendinle ilgili bir gerçeğin çıkması. 1,5 saatlik düşünme sürecimin sonucu olarak kendimde keşfettiğim sendromu gururla paylaşıyorum “Coyote Sendromu”…

Evet ben de her çocuk gibi küçüklüğümde Coyote ve Road Runner izledim. Ama benim adamım hep Coyote’ydi. O ismine hiç yakışmayan saflığı, her seferinde kurduğu tuzağa kendi düşüşü, her yenilgisi. Üzüldüğümden midir kendime benzettiğimden midir bilmem Coyote kazansın diye bekledim yıllarca. Olmadı kazanamadı o beep beep çığlıklarıyla ortada dolaşan kuşun oldu zafer.

Yıllar geçti ben büyüdüm. 31 yaşımda bir gece yarısı ikili ilişkilerimde kendimde Coyote Sendromu olduğunu keşfettim. İşte ben de tam olarak Coyote gibiyim dışarıdan baktığında çakal, kurnaz, her türlü oyunu bilen,tuzaklarla göz korkutan ve hatta ördüğü duvarlarla olduğundan bambaşka gibi duran. Hayatıma almaya çalıştığım tüm insanlar da Road Runner işte. Masum, baştan çıkarılan, kendini korumaya çalışan, O’na bi şey olmaz nasılsa diye olabildiğince hoyrat davranan…

Kimin elinde tehlike tabelası görsem yanaşmam, her ateşle yaklaşmaya çakmağım ve hatta ağzımda sigaramla yaklaşmam, yaa bana bi şey olmaz zaten takmıyorum ki diye kendimi kandırmam hep bu yüzden. Yüzlerce canım varmış gibi davranıyorum. Kimseye her seferinde canımın yandığını farkettirmeden. Her düşüşümün, her duvara çarpışımın, her patlayışımın benden götürdüğünü hissettirmeden. Role kendimi o kadar kaptırıyorum ki bazen ben bile inanıyorum…

Ama sonra kendimle kaldığım ilk anda canlarımı sayıyorum. Bu sefer hangisini verdim diye envanter yoklaması yapıyorum. Her bölümde bir canım gidiyo işte. İşin kötüsü kimse anlamıyo da. Anlaşılmadıkça yeni bölüme başlıyorum ben de. Bu sefer farklı bu sefer duvara toslamıycam bu sefer o Road Runner’ı yakalıycam diye hikaye sonlanıyo bana sadece giden bi can ve bi Beep Beep vedası kalıyo.


Çok az kaldı canım farkındayım lütfen bir kez daha Road Runner’a arkadan bakan Coyote olmayayım….

*** Okurken dinlenilesi şarkı için bknz:https://www.youtube.com/watch?v=xGytDsqkQY8

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder