17 Temmuz 2012 Salı

Neyse Halim Çıksın Falım

10 yıl önce bi Nisan ayında başladı fal maceram. O gün bugündür ortalama 3 ayda bir falcıya giderim.  40 kez fal baktırmış biri için konu ile ilgili engin bilgilerimin olması beklenmesin bu işi az kıvırabilecek kadar bişiler öğrenmiş olsaydım şu anda bi fal cafede paraya farklı isimler vermiş olurdum.
İlk falıma üniversite 1. Sınıfta baktırdım. O zamanlar 2. Sınıflardan bi çocuğu çok beğeniyorum. Çocuk okulun piçlerinden ismi Dizdar (yakıştı bu isim). Düşük bel pantolanlar, tarz tişörtler, kirli sakal, ela gözler havalı bi çocuk. Ben okulun en bilinen kızı (okulda 1. Sınıfta kaşlı gezen tek kızdım. Okula biri gelip tek kaş dese herkes tanır o kadar kötü) 1.75 boy, 80 kg kendi çapımda tarzım. Düştüm çocuğun peşine. Herhangi bi iletişim yok çocukla. O nereye ben orayanın ötesine geçmeyen bi hikaye.  Ama çocuk ara ara okuldan kayboluyo. 1 hafta ortada görünmüyo. Önce numarasını buldum çocuğun bi akşam yine ortadan kaybolduğunda yurttaki kızlarla gaza gelip aradık.
-Dizdar naber abi? (samimiyet var aramızda tanımama riskine karşı)
- İyi abi senden
- İyidir. Nerdesin?
-Zonguldak’tayım.
-Hadi ya. Ne zaman dönücen?
-Pazartesi.
-Tamam görüşürüz o zaman.
Çocuk mu salaktı, biz mi iyi numara yaptık bilmiyorum kendimizi ele vermeden çocuğun yerini öğrendik. Yerini öğrenmenin tek faydası var okulda rahat rahat oturabilmek, kendi sınıfımda kendi dersimi dinleyebilmek. Ben sırf çocuğu görmek için 2. Sınıf derslerine giriyorum. Öyle abartmışım ki millet beni 2. Sınıf sanıyo kendi dersime girdiğimde alttan mı alıyosun soruları soruluyo. Nisan ayının başına geldiğimizde tam vizeler bitti benim Dizdar yine ortadan kayboldu. Bi önceki seferden deneyimliyiz ve kurnazız tabi. Biz tuttuk yine aradık bunu.
-Dizdar naber abi?
- İyi de tanıyamadım.
- Aaaa aşkolsun tanımadın mı?
-Yok tanımadım. Kimsin sen?
-(veee hayatımın hatası ağır gaza geliş) Verystone ben.
-Tanımıyorum seni.
-Okuldan yaa. Gelince tanışırız.
-İyi Pazartesi okulda olucam tanışalım.
Bu konuşmayla nasıl havalara uçtum ben. Bi umut aha Pazartesi tanışıcaz hayaller, hayaller. Hemen o haftasonu bizimkilerin önerisiyle kendimizi  bi fal cafeye attık. Cafenin en sağlam falcısı ablanın saatlerce sırasını bekledik. Sıra bana geldi ben geçtim ablanın yanına:
- Yaa sen bişi bekliyosun. Bu beklediğin şey hiç ummadığın şekilde sonuçlanıcak. Böyle sana elleri kolları dolu dolu geliyo. Olucak bu iş.
Dedi başka ne dediyse umrumda olmadı benim. Pazartesi Dizdar’la tanışıcam. Aslında O’da bana aşıkmış ama çaktırmıyomuş. Ben söyleyince havalara uçucak ne biçim mutlu olucaz. Kendimi inandırdım. Pazartesi bi süslenip püslenip attım kendimi okula. (o halde nerene süslendin demesek. Hayır o zaman da güzeldim de az iriydim işte). Dizdar’ı bi gördüm benden kalır yanı yok. En güzel gömleğini giymiş, saçlar özenle yapılmış etrafı kesiyo. Akşama kadar çocuğu yalnız yakalamayı bekledim. En sonunda dışarıda bi bankta yalnız otururken gayet kendimden emin (falda çıkmış) gittim oturdum yanına.
-Dizdar selam nasılsın?
-İyilik çok şükür sen nasılsın?
-İyi. Nasıldı Zonguldak? (Bak biliyorum nerde olduğunu Verystone benim cümlesi)
-İyi noolsun. (ve konuşma bitti )
bi kaç dakikalık sessizlik sonrası tüm cesaretimi topladım veeee
-Bu arada Verystone benim.
Allahım o sırada oluşan hayalkırıklığı, o gözlerin faltaşı gibi açılışı, rengin atması (aslında güzel değilmişim)
-Ne arıyosun kızım beni? Niye rahatsız ediyosun? Sevgilim var benim.
-İyi akşamlaaaar.
Yıkıldım. Heyecanla bekleyen arkadaşlarım dönüşümden anladılar bi bokluk olduğunu. Hikayeyi anlattım ve sigaraya başladım.
Tabi bu acı tecrübeyle akıllanmadım. Azimle duyduğum her falcının kapısını çaldım. Hep hikayelerini büyük bi ciddiyetle dinledim. Duymak istediklerimi ezberledim, duymak istemediklerimden hiiç bahsetmedim.
Mesela şimdi son 6 yıldır her falımda çıkan meşhur olma hikayemin ve karşıma çıkma süresi her falda 2 ay ötelenen hayatımın aşkının peşindeyim. Neyse haaalim çıksın falım!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder